yolcunun ayak izi bellidir
-kimdir bu yolunu yitiren, bu bilinmeyen yol-
ne kat ediyor?
bu yolculukta, bu yolda ne arıyor o?
bu çölden arzu kentine bir yol var mı?
-sevginin ak kucağında
tanrısının seher yağmuruyla el yüz yıkayan kente
şu andan itibaren ezelin
aşk mehtabının eteğinde
rahat uyuyan şehre
alemin efsanesinin güzel kötü bir şehrine
hayal parmağı onun güzel çehresinden sildiği
nerede? ey yolunu yitiren yolcu
-gel dön
bu çölde kimseye aşina değil bir şey ölümden başka,
harmandan başka
gel, dön artık, ey yol garibi!
görmüyor musun orada
-kuru tek ağacın sığınağında
zırh garip kalmış, sessiz yolcu öldü
ve soğuk gözlerinde
-müphem ve hayran bakışında
binlerce umut goncası saçıldı.
Görmüyor musun hasretten
“Behrami avının kemendi atıldı”
ve ecelin elindeki bir elle
-şu kuru tek ağaçta
bu yolu kat eden herkesin yazgı sözü kazındı:
“ben kat ettim bu çölü, ne Behram, ne Güreş.”
Nerede ey yolunu yitiren yolcu
*Bu şiir “Garip Yolcu [Yola Batan]” adıyla da bilinir.(ALİ ŞERİATİ)